Kaybedenler ve Kazananlar Hep Aynı Kişiler mi?

Kaybedenler ve Kazananlar Hep Aynı Kişiler mi?



“Evren bizimle barbut oynuyor; ancak zarlar hileli. Ana hedef, hangi kurala göre hile yapıldığını bulmak ve bunları kendi amaçlarımız için nasıl kullanabileceğimizi keşfetmektir.” – Joseph Ford

Pareto kuralı

Pareto kuralını belki duymuşsunuzdur. Şu meşhur herşeyin %80 / %20 oranında dağıldığını söyleyen İtalyan ekonomist ve matematikçinin teorisi. Her ne kadar bahçesine bezelye ekerken keşfetmiş olduğu bir durum da olsa bunu güzel bir şekilde genelleştirmiştir.

yuzde-bir-kurali-1

Kabaca der ki "Nedenler ve sonuçlar arasındaki dengesiz orantı kaçınılmazdır." Yani çoğu olay için, etkilerin kabaca % 80'i etkenlerin % 20'sinden kaynaklanır. Bu oran tam olarak %80 ve %20 olarak gerçekleşmese bile 85/15, 70/30 dahi olsa genelde pareto olarak özetlenir. Güzel bir orandır ve hayatımızın birçok yerinde bu oranı görebiliriz.

Bir projeyi tamamlamak için harcadığımız eforun ve paranın ya da zamanın %20'si ile projenin %80'ini bitirmişizdir çoğu zaman. Ama tamamlamak için harcadığımızın 4 katı daha kaynak gerekir. Bu da "başlamak işin yarısıdır" gibi deyimlerle de hayatımıza girmiştir. Bu teoriyi çok faydalı şekilde kullanarak kazanç/maliyet dengesinde maksimum fayda ile çalışabiliriz. Komple bitmemiş ama yeteri kadar tamamlanan işlerle çok daha fazla kazanabiliriz. Neyse, bu konuyu şimdilik burada park edelim, sonra düşünürüz.

yuzde-bir-kurali-2

Birikimsel Avantaj

Gençlik yıllarımda bir akvaryumum vardı. Burada Ciklet denen balık türünden yaklaşık 20 tane falan yavru balık aldım. Akvaryum 2 metre civarında boyuyla oldukça büyük sayılabilecek bir yüzme alanı sağlıyordu balıklara. Ama bir hafta kadar sonra çok enteresan bir durumla karşılaştım. Bir tanesi diğerlerine oranla neredeyse iki katı boyutlarına ulaşmıştı. Türün farklılığı mıdır diye araştırdım ama tamamen anormal bir durumdu ve bu boy farkı gittikçe açılıyordu. İki ay sonunda bu büyük olan yaklaşık 30 santim kadar olurken bazıları 6-7 santimlerde kaldı.

Peki neden ?

Bunun sebebi aslında çok netti. İlk gün yem atarken bana yakın olan balı kdaha çok yem yemiş, sonra diğerlerinden daha enerjik olduğu için daha çok yüzmüş ve alanını sahiplenmiş ve bu sayede daha güçlenip ertesi gün gene daha çok yem yemiş ve diğerleri üstünde baskı kurmaya başlamıştı. Bu çok küçük olan fark gittikçe açılmaya başlamış ve inanılmaz boyutlara gelmişti. Bilim adamları buna "Birikimsel Avantaj" diyorlar

yuzde-bir-kurali-3

Kazanan hepsini alır

Bizim hayatımızda da bu durum çok fazladır

Bütün yarışçılar aynı madalya için yarışırlar ama sadece bir tanesi bazen saniyenin yüzde biri kadar kısa bir sürede tamamladığ için madalyayı kazanır. Ya da formula 1 pilotları 2 saat boyunca araba kullanıp 2 saniye ile yarışı kazanırlar. Ya da aynı işe girmek için yüzlerce insanla yarışıp sadece bir kişi işe girer

Ve bu kazananların ortak tek bir özelliği vardır çoğu zaman.. Ufacık farklar çok büyük avantajlar sağlar. İşe giren kişiden çok ufak bir farkla bile olsa geride kalan yüzlerce insan işsizdir. Kazanan hepsini almıştır.

Neyse ki hayatta herşey "Kazanan hepsini alır" prensibi ile ilerlemiyor ama hayatta hemen herşey kısıtlı kaynağa sahiptir ve bizim bu kısıtlı olan para, zaman ya da efora ilişkin kararlarımızla çok daha fazlasını kazanma şansı yakalayabiliriz. Aksi halde bir saniye farkla geride kalır ve kazananın sadece yüzde biri kadar fayda sağlayabiliriz.

Kişisel durumlarda kazanan hepsini alır prensibi çalışsa da hayatın birçok alanında çoğu zaman "Kazanan Çoğunu Alır" prensibine dönüşür. Bu da neredeyse aynı özelliklere sahip ama ufak farkları olan seçeneklerin diğerlerine göre çok daha fazla seçilmesini sağlar. Mesela araba, bilgisayar, cep telefonu ya da başka bir ürün alacaksak, çok ufak farkları olmasına rağmen hepimiz aynı marka ve modelleri almaya çalışırız. Pazarın büyük bir kısmına bu ürünler sahiptir.

yuzde-bir-kurali-4

"İyi" ile "Mükemmel" arasında çok az fark vardır

Çoğu zaman bu fark göründüğünden çok daha küçüktür. Özellikle başlangıçta çok ufak olan bu farklar ile ürününüzü çok daha fazla satılır hale getirebilir ve bu sayede fark yaratabilirsiniz. Artık pareto kuralında olduğu kendi ürününüzle pazarı domine edebilecek güce sahipsinizdir. Rakiplerinizden daha fazla yaptığınız satışla daha iyi elemanlar alabilir, daha çok inovasyon yapabilir, süreçlerinizi etkinleştirebilir ve daha ucuza daha özellikli ürünler üreterek pazar payınızı %80 lere çıkartabilirsiniz. Pareto görevini yapmıştır.

Yüzde 1 Kuralı

Hayatın her alanında var olan başka bir oran da %1 oranıdır. Herhangi bir sektörde başarılı olan ürünlerin diğer ürünlere oranı %1'dir. Ya da etkin olan kişilerin sayısı genel topluluğun her zaman için %1' i kadardır. İnternette herhangi bir sanal toplulukta kişilerin sadece %1'i içerik girerken diğer %99'luk kesim sadece izler. Ya da hepimiz siyasetle ilgilensek de sadece %1'lik kesim aktif olarak siyaset yapar ya da söylemleri bu şekildedir.

Kolay Kazanmanın El Kitabı

Mükemmel olmaya ya da rakiplerinden katlarca iyi olmana gerek yok. Sadece doğru zamanda doğru özelliklerle pazara çıkmalısın. Fark yaratıp ve avantaj sağlamalısın. Sonrasında bu avantajları biriktirip rakiplerinden daha çok kazanabilirsin. Artık bu kazandığın değerleri kendi ürünün, projen için harcayıp gelişme zamanı. Artık rakiplerinden çok daha başarılısın ve pazara hakim oluyorsun..

Yüzde 1' lerden oluşan kazananlar kulübüne hoşgeldin.

Başarılı insanlar, yaratıcı mesleklerde çalışanların kariyerlerini oluşturma süreci için güven ve sabrı olması gerektiğini söylemeye devam ediyorlar. Bu bakış açısı kısmen doğrudur. Yeterince tutkulu ve yeterince çalışılan insanlar sonuçta başarılı olacaklardır. Fakat sanatsal olarak yalnız başına tutkunun bu motivasyonu sürdüremeyeceğini düşünüyorum. Gerçek şu ki, güven ve sabır temel bir istikrar seviyesine ihtiyaç duymaktadır. Benim bakış açımdan, yaratıcı mesleklerde istikrar şu şekildedir:

Kararlılık = düzenli gelir + dikkat

Bunlar, çalışmalarıyla gerçekten tutkulu olan yaratıcı türlerin iki temel ihtiyacıdır. Öncelikle makul bir yaşam tarzını sürdürecek kadar para kazanmanın bir yolu olmalı. İkincisi, birinin çalışmalarının faydalı olduğunu düşünmek için "yeterince büyük" bir izleyici / müşteri kitlesinin olması gerekir.

Küçük Küçük ama Sürekli Kazanmak için

Büyük bir projeye odaklanmak insanlara yeni başlamasını korkutabilir. Peki ne yapmak lazım. Bunun birçok yöntemi var. Bunlardan birisi de en küçük ve en tekrarlanabilir kazancı yakalamaktır. Tek bir büyük projeye (kitap yazmak, dünyayı gezmek, bir şirket kurmak gibi) bakmak yerine, daha küçük projelere odaklanmak üzerine kurulu bir yapıdan bahsediyoruz aslında. Bunlar tekrar tekrar başarılabilecek ve asıl hedefimize büyük etkisi olan projeler olacaktır.

Yeterince tutku ve adanmışlıkla bir işe odaklanırsanız o projede mutlaka başarılı olursunuz diye bir inanış doğru değil. Bu inanç bende de vardı bir zamanlar. Hatta bu adanmışlığın sonunda para da bir şekilde gelmeye başlar gibi mutlu bir tablo da çiziyordum kendime. Sonunda bunun tam bir saçmalık olduğunu gördüm. Faturaları karşılayamıyorsanız, sürekli bir tutku da olamaz.

Küçük bir çocuk yürümeyi öğrenirken bir anda maraton koşmaya başlamıyor. O ilk küçük adımı atmak zorunda. İlk adımı atmayı başardıktan sonra tekrar tekrarlayıp amacına ulaşana kadar yoluna devam edebilecektir. İlk adımı attıktan sonra en azından tekrar yapabileceğini öğrenmiş olacaktır. Bu durum ona özgüven kazandırmaya başlar ve bir sonraki adımını çok daha düzgün atar. Bu büyük rüyaları olan birinden o kadar da farklı değil. Büyük bir rüya bile kü??ük, yönetilebilir parçalara ayrılması gerekir.

Kendiniz için yaratabileceğiniz en küçük, en tekrarlanabilir kazanç nedir?

Bu soruyu kendiniz cevaplayın ve mümkün olan en kısa zamanda üzerinde çalışmaya başlayın. Ayrıca, uzun vadede olmasını istediğiniz son hedefe ulaşıncaya kadar, bu başarıyı nasıl kullanabileceğinizi düşünün.


  Sen Ne Düşünüyorsun ?