Aceleci davranarak son söyleyeceğimi ilk söyleyeceğim gene. Bu bir savaşsa eğer çoktan başladı bile. Hem de bunu çok sinsice yavaş yavaş başlattılar. Biz buna teknolojik yenilikler, rahatlıklar inovasyon derken bir anda makinelerin tuzağına düştük.
O efsanevi Matrix serisinin son filminde Zion'da sohbet ederlerken Senator Hamann Neo'ya "Bir taraftan makinelerle savaşıyoruz, bir taraftan da bu temiz hava ve su yapmak için bu makineleri kullanıyoruz" der. Neo' da "Ama bu makinelerin kontrolü bizde. İstersek kapatabiliriz" diye cevaplar. O da "Gerçekten kapatabilir miyiz ki, onlar olmadan yaşayamıyoruz" der .
Bizi kendilerine mahkum ettiler önce. Eğer onlar olmasa hava ve su bulabiliyoruz ama hangimiz hayatına aynı şekilde devam ettirebilir ki. Mesela araçlar olmadan çalışabiliriz miyiz? Bırakın çalışmayı, işe gelmek için bile onlara mahkum durumdayız.
Eğlence anlayışımız bile artık o kadar değişti ki cep telefonları olmadan kendimizi tamamen eksik hissetmeye başladık. Hatta bu sendroma isim vermeye bile başladı uzmanlar. Nomofobi; ingilizce "no mobile phobia" kelimelerinden türebilen cep telefonuyla iletişim olanağından uzak kalma korkusu olarak tanımlanıyor. Bu sadece sosyal medya çılgınlığı olarak değil birçok yerde karşımıza çıkıyor. Bu yazıyı bile muhtemelen cep telefonlarınızdan okuyorsunuz.
Eskiden soru "Teknoloji olmadan yaşayabilir miyiz acaba" şeklindeydi ama artık değişti."Teknoloji olmadan hayatta kalabilir miyiz" noktasına geldi. Yavaş yavaş makienlere bağımlı olduk, onlar olmadan hayatlarımızı nasıl sürdürebileceğimizi dahi unutmaya başladık.
Son zamanlarda da işlerimize göz uzatmış durumdalar. Önce mavi yakalılar, sonra beyaz yakalılar derken bütün işleri onlar yapmaya başlayacak. Şimdilik biz sadece sürücüsüz arabaların, trenlerin keyfini çıkartmaya devam edelim. Mavi yakalıların çok rutin ve tamamen tanımlı olan işleri artık robotlar / yapay zeka uygulamaları tarafından yapılmaya başladı bile. Bu çok hızlı bir şekilde yaygınlaşmaya da başladı. Artık doktorlar, avukatlar gibi sabit bilgi ve düşünce şekline sahip meslekler de yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Artık rutin işleri insanlar olarak biz yapmayacağız.
Peki biz ne yapacağız?
Hepimiz kodlama mı öğreneceğiz, yazılımcı mı olacağız. Son zamanlarda daha anaokulu öğrencilerine dahi kodlama eğitimi vermenin amacı nedir. Gelecekte makinelerle aramızda yaşanacak savaşta ilerideki yetişkinler olan çocuklarımızın düşmanı tanımalarını sağlamak için mi. Yoksa sistemin o kadar çok yazılımcıya ihtiyacı olacağını sanmıyorum. Zaten dünyada yeterinden fazla yazılımcı şu an bile var. Ki bilgisayarların da ileride kod yazabileceğini düşünürsek zaten yazılım mühendisliği de belki kaybolacak mesleklerden birisi olacak.
Robotlarla yaşadığımız rekabeti bir savaş olarak adlandırmak için illa Terminatör filmindeki gibi sky-net olması gerekmiyor. Yapay zeka ya da makineler bizi yoketmek istedikleri zaman bu kadar kaba bir şekilde yapmayacaklardır. Çok daha zekice ve kansız bir şekilde tüm insanlığın kurban olacağı bir evrensel soykırım onlar için çok daha basit ve sancısız olacaktır.
Tabii ki bu savaş bu boyutlara gelirse. Tabii ki burada da başka felsefi sorular sorulmalı. Robotlar insanları neden yok etmek istesin. Yok edince ellerine ne geçecek gibi. Neyse başka bir yazının konusu bu olacak gibi gözüküyor. Tekrar görüşene kadar makinelere dikkat edin, mümkünse kullanmayın, hayatın tadını çıkartın.
Sen Ne Düşünüyorsun ?