Oyuna Devam Edelim

Oyuna Devam Edelim



TDK'nın sitesindeki büyük sözlük şöyle bir tanım veriyor oyun hakkında "Yetenek ve zekâ geliştirici, belli kuralları olan, iyi vakit geçirmeye yarayan eğlence". Tüm canlılar sadece ve sadece oynayarak öğrenirler. Avcılık veya dövüşme taklidi yapan kedi, köpek dahil etçil hayvan yavrularını hepimiz görmüşüzdür.

İnsanlar da bebekliklerinden itibaren sadece oynayarak yeteneklerini ve zekalarını oyunlarla geliştirirler. Ne zaman bir oyuncağı tamamen keşfederlerse oyunu bırakır başka bir oyuncak ararlar. Sonra bir bakarlar ki okula başlamışlar ve oyunlar sadece ders aralarındaki tenefüslere veya okul sonrasındaki ev ya da sokak aktivitelerine kalmış. Artık oyun öğrenme aracı olmaktan çıkmış sadece eğlence olmaya başlamıştır ve aslında öğrenme de burada bitmiştir. Artık ezberleme, alışkanlık edinme gibi kavramlar öğrenmenin yerini almaya başlamıştır. Her ne zaman tekrardan oynamaya başlarsak o zaman birşeyler öğrenme şansı yakalarız ama artık hayatımızın sadece %3 - %5 lik bir kısmında.

Neyse laf uzadı.. Bu eğitim sisteminin sorunlarını başka bir yazıda değerlendiriz. Şu an aslında tanımın ikinci kısmı ile ilgileniyorum. "Belli Kuralları olan" diyor. İşte tam bu noktada da oyun teorisi çıkıyor karşımıza.


oyun-teorisi-1


Oyun dediğimize bakmayın oyun teorisi ilk olarak istatistik bilimi tarafından bulunmuş ve sonrasında sosyal bilimlerde (en fazla da ekonomide), biyoloji, mühendislik, politik bilimler, bilgisayar bilimlerine (özellikle yapay zeka ile beraber) ve hatta felsefede kullanılmaya başlamıştır. Oyun dediğimiz aslında bireyin başarısının diğer kişilerin seçimlerine dayalı olduğu durumlarda geliştirdiği strateji ve davranışlarıdır.

Genel olarak iki özel durum vardır. Oyunculardan sadece birisi kazandığı durum (Mutlak Çelişki) veya Çelişki ve işbirliğinin karma oldugu durum (Kazanç ortak olabilir ama gene de kazanç dağıtımı konusunda bir çelişki vardır). Ayrıca oyunun tekrarlı ya da tek seferlik olması da oyun kuramını değiştirebilir. Tekrarlı olması durumunda öğrenme ve strateji geliştirme çok daha önem kazanmaktadır.

Örneğin yazı tura oyunu. iki kişi para olmadan sadece yazı ya da tura diye seçimlerini yapsalar ve aynı olursa birinci oyuncu, farklı olursa ikinci oyuncu kazanacak olsa bu tamamen mutlak çelişki oyunudur. Aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi Yazı yazı geldiği durumda (1, -1) yani Oyuncu 1 kazanır, Oyuncu 2 kaybeder.

oyun-teorisi-2

Ne mutlu ki oyunlar her zaman bu kadar keskin değil. Birçok yarışmada size seçim yaptırıp, birinci seçileni seçenler arasında da bir çekiliş ile ödül dağıtıldığına rastlamışsınızdır. Burada ödül kazanmak istiyorsanız kendi tercihinizi mi yoksa topluluk tarafından tercih edilecek olan adayı mı seçmelisiniz. Ya da iddiaya girerken kendi takımınızı mı tutmalısınız yoksa kazanma ihtimali daha yüksek olan takımı mı.

Hayatımız hep oyunlarla doludur aslında. Sevgilimiz, eşimiz, arkadaşlarımız, patron / yöneticimiz ve hatta politikacılarımız ile hep oyunların içindeyizdir. Siz farkında olun ya olmayın bu kişiler sizi hep yönelndirmeye çalışırlar. Size önerdikleri seçimlerde seçeneklerin bir tanesi hep en parlak görünür ve siz bu seçeneği seçersiniz. Sonrasında yepyeni bir seçenekler sunulur size ve yeni bir oyunun içine girersiniz. Sonrasında bir bakarsınız ki aslında hiç istemedi??iniz bir yerde bulursunuz kendinizi. Tuzağa düşmüşsünüzdür.

Eğer bu tuzağa düşmek istemiyorsanız beklenmedik bir seçenek ile ilerlemeli ve tahmin edilebilir olmaktan vazgeçmelisiniz. Tabii ki beklenmedik bir seçenek uğruna yanlış tercihlere ihtiyacınız yok. Sadece stratejinizi belirleyip ona uygun olan ama çok beklenmedik olan seçimler sizi daha özgür kılacaktır.

Özgürlük, zorunlulukların farkına varmaktır


  Sen Ne Düşünüyorsun ?